OTİZM FARKINDALIĞI ÇERÇEVESİNDE ÇOCUK GELİŞİMİNDE ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE OTİZMLİ ÇOCUKLARDA KAYNAŞTIRMA UYGULAMASI VE AİLELERE ÖNERİLER
Otizmli çocukların hepsi birbirinden farklı olmasına rağmen benzer belirgin özelliklere sahiptirler. Bu özellikler;
*iletişim problemleri,
*dili anlamada ve kullanmada güçlük,
*yineleyici vücut hareketleri,
*nesneleri, oyuncakları alışılmadık biçimde kullanmasıdır.
Önemli olan onu yaşadığı topluma dahil etmek için yaşıtlarıyla birlikte etkinliklere katılmasını sağlamaktır. Bu konuda da en etkili yöntem eğitimdir. Otistik çocuklara uygulanan kaynaştırma programının amacı, otistik çocuğun genelleme ve ortama uyum sağlama becerilerini arttırmaktır. 3-6 yaşlarındaki otistik çocuklar, normal gelişim gösteren akranlarıyla okul öncesinde uygun eğitim-öğretim ortamında bulunduklarında, sosyal ve eğitimsel yönlerden çok ilerleme kaydederler.
KAYNAŞTIRMA UYGULAMALARININ YARARLARI
Otistik çocukların, diğer otistik olmayan akranlarıyla aynı oyun ve eğitim ortamlarında bulunmalarının birçok yararı vardır. Bunlar;
1-Çocuk çevresinde bulunan kişileri gözlemleyerek onların davranışlarını model alır ve öğrenir.
2-Hazırlanan eğitim ortamlarında otistik çocuğun var olan yetenekleri gelişir, Okumaya devam et OTİZM FARKINDALIĞI ÇERÇEVESİNDE ÇOCUK GELİŞİMİNDE ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE OTİZMLİ ÇOCUKLARDA KAYNAŞTIRMA UYGULAMASI VE AİLELERE ÖNERİLER
Erken Gelişimde Üç Çekirdek Kavram
Erken yaşlarda çocuklara özen gösterilirse, onların sağlıklı gelişimleri ve eğitim başarıları artar. Bunlar sağlandığında ise ülkenin ekonomik verimliliği, sorumlu vatandaşlık, yaşam boyu sağlık, güçlü topluluklar ve gelecek nesillerde başarılı bir şekilde ebeveyn olmaları için temel yapı taşları atılmış olur.
Son yıllarda gelişen sinir bilim, moleküler biyoloji ve genetikteki ilerlemeler ve yapılan araştırmalar, bedenlerimize ve beyinlerimize, erken deneyimlerin nasıl inşa edilebileceğini daha iyi bir şekilde anlamamızı sağladı. Okumaya devam et Erken Gelişimde Üç Çekirdek Kavram
Uluslararası katılımlı II. Çocuk Gelişimi ve Nörolojisi Kongresi
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimler Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü olarak, Dünya Sağlık Örgütü Genel Merkezi, UNICEF, Çocuk Gelişimi ve Eğitimcileri Derneği, Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği ile 19-20 Nisan 2018 tarihlerinde “Uluslararası katılımlı II. Çocuk Gelişimi ve Nörolojisi Kongresi” düzenliyoruz.
Kongrenin ana teması “SAĞLIKLI GELİŞİM İÇİN HAREKETE GEÇİN, ÇOCUĞU GELİŞTİREN BAKIM: 0-3 YAŞ” olarak belirlenmiştir. Okumaya devam et Uluslararası katılımlı II. Çocuk Gelişimi ve Nörolojisi Kongresi
Göç, Çocuk ve Sosyal Uyum Sempozyumu
Üsküdar Üniversitesinde gerçekleştirmiş olduğumuz “Göç, Çocuk ve Sosyal Uyum Sempozyumu” haberi için: https://uskudar.edu.tr/tr/icerik/2765/gocun-bedelini-cocuklar-oduyor
ÇOCUKLARA YÖNELİK CİNSEL İSTİSMAR
Ne yazık ki yine birkaç cinsel istismar vakasıyla sarsıldık. Ülkemiz bu konuda giderek artan vakalar yüzünden kötü bir görüntü sergiliyor.
Çocuk Seks İşçiliği, Çocuk Pornografisi ve Seks Amacıyla Çocuk Ticaretine Son Ağı (ECPAT ) 2015 yılı Türkiye Raporuna göre; Türkiye’de cinsel suçların % 46’sı çocuklara karşı işleniyor, her ay en az 650 çocuk cinsel istismara uğruyor ve Türkiye’de 50 bin çocuk seks kölesi bulunuyor. Okumaya devam et ÇOCUKLARA YÖNELİK CİNSEL İSTİSMAR
BİRDEN FAZLA DİL ÖĞRENİMİ
GİRİŞ
Çocuğun gelişimi ve çocukluk tanımları orta çağdan bu yana tarihsel ve kültürel anlamda değişimlere uğramıştır. Yıllar boyunca geliştirilen çocuk gelişimi alanındaki kuramlar ve araştırmalar sonucunda, çocukluk döneminin ayrı bir dönem olduğu ve bu ayrı dönemin, yaşamın tamamını etkileyebilecek önemli özellikleri nedeniyle, etkili ve özenli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğinin farkına varılması 18. yüzyıl aydınlanma dönemiyle başlamasına rağmen, ancak 19. yüzyıldan sonra anlaşılmıştır (Sarp,2016). Okumaya devam et BİRDEN FAZLA DİL ÖĞRENİMİ
Göç Ve Çocuk Sağlığı
GÖÇ
Günümüzde yaşanan ekonomik ve sosyal değişimler, kişilerin veya ailelerin doğdukları yerlerden ayrılmalarına neden olmaktadır. Özellikle ülkemizin bulunduğu bölgede uzun yıllardır süregelen savaşlar, can güvenliği nedeniyle, bölge halkının komşu ülkelere göçünü zorunlu kılmıştır. Bu göçlerden en fazla etkilenen ülkelerin başında Türkiye gelmektedir.
İçişleri Bakanlığı, göç idaresi istatistiklerine göre; Eğitim ve çalışma gibi amaçlarla gelen yabancıla hariç, Türkiye’ye 1922 yılından beri 2.5 milyondan fazla kişi göç etmiştir. Çalışma, eğitim ve diğer amaçlarla gelmiş olan yabancılarla ilgili veriler incelendiğinde, 2.442.159 yabancının son 13 yılda ikamet izni aldığı saptanmıştır (http://www.goc.gov.tr/). Okumaya devam et Göç Ve Çocuk Sağlığı
Hekimin Tıbbi Özen Yükümlülüğü
Giriş
Yükümlülük Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre; Yapılması zorunlu olan iş veya bir işi yapma zorunluluğu, yükümlülük, yüküm, mükellefiyet, mecburluk, mecburiyet anlamına gelmektedir(www.tdk.gov.tr).
Hukuk kurallarının tanıdığı yetkiye karşılık getirdiği sorumluluklar, “Hukuki yükümlülük” anlamına gelmektedir ve hekimlerin görevleri dolayısıyla yapmak zorunda oldukları eylemler hekimlerin yükümlülüklerini içerir.
Türkiye’de özellikle hasta hakları yönetmeliği ile düzenlenen maddelerde, hekim ile hastanın hukuki ilişkisinin varlığından dolayı, hekimlerin yükümlülükleri belirlenmiştir. Aslında hekimlerin yükümlülükleri sadece hasta hakları yönetmeliği ile değil, anayasa, borçlar kanunu, tıbbi deontoloji nizamnamesi gibi birçok kanun ve düzenlemelerde de yer alır. Okumaya devam et Hekimin Tıbbi Özen Yükümlülüğü